Alican Özer/Bilge Sancar
Deep Learning Türkiye Yapay Zeka Topluluğu, DeepCon’18 Yapay Zeka Konferansı 5-6 Ekim tarihlerinde BTK’da yapıldı. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) ve HAVELSAN iş birliğiyle yapılan etkinliğe, akademi özel sektör ve kamudan pek çok kişi katıldı. DeepCon’18 etkinliğinin ilk gününde, alanında uzman isimlerin panel oturumlarına ve sunumlarına, ikinci gününde ise uygulamalı atölye çalışmalarına yer verildi.
Etkinliğin ilk gününde ilk konuşmayı Hacettepe Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümünden Doç. Dr. Aykut Erdem yaptı. Bilgisayarlı görme konusundan bahseden Erdem “Deep Learning sayesinde alanımız ciddi bir dönüşüm içerisinde” dedi. İnsanların çoğunun görme işleminin kolay olduğunu düşündüğünü ancak bilgisayarlar için bu işlemin kolay olmadığını belirten Erdem “Bilgisayara siz bir görüntüyü girdi olarak verdiğinizde bilgisayarın gördüğü tek şey aslında her bir pikseldeki farklı üç renk alanından gelen bilgi, oradaki sayı değerleri. İşte oradan çıkarak bahsettiğimiz çıkarımları yapmamız mümkün” dedi.
Günümüzde derin öğrenmeyle nesne tespiti ve görüntü alt yazılamayı başardıklarına vurgu yapan Erdem “Zekâ dediğimiz şey sadece örüntü tanımadan ibaret değil. Öğrenme dediğimiz dünyayı modelleme süreci bunun içinde gördüklerinizi açıklamak, anlamak da yer alıyor” dedi.
21. Yüzyılda yaptığımız en iyi araç: Yapay Zekâ
Etkinliğin ikinci konuşmacısı Microsoft’un Teknolojiden Sorumlu Başkanı Onur Koç oldu. Yirmi birinci yüzyılda insanoğlunun yaptığı en iyi aracın yapay zekâ olduğuna dikkat çeken Koç “Diğerlerinden çok farklı kendi kendine öğrenme özelliği var ve bizim kafamıza daha önce gelmeyen soruları sormamızı sağlıyor. Bu yeni aracı tanımak, insanlığın pozitif yönde gelişebilmesi, daha iyi bir dünya yaratabilmek için kullanmamız çok önemli” dedi. 2010 yılında yapay zekâ konusunda bir kırılma yaşandığını belirten Koç, “Cihazlar değişti. Eskiden laptoplar, tabletler derken fabrikalar araçlar şehirlerden bahsediyoruz artık. Bütün hepsi akıllı hale geldi” dedi. Yapay zekânın ticaret, sağlık, eğitim gibi hayatın her alanında olumlu gelişmeler yarattığını söyledi.
Onur Koç’un ardından İstanbul Barosu Bilişim Hukuku Komisyonu Başkanı Avukat Sertel Şıracı konuştu. Yapay zekânın yol açtığı yeni hukuksal düzenlemeyi anlatan Şıracı, “Yapay zekâ hukukunu konuşuyor olmamızda, henüz bunu gerektiren bir kriz bir sorun yok ama geliyor, git gide büyüyor” dedi. Yapay zekâ tartışmalarıyla birlikte Fikir ve Sanat Eserleriyle ilgili de birçok tartışmanın ortaya çıktığını dile getiren Şıracı, bugün makinelerin ürettiği sanat eserlerinin fikri haklar kapsamı içinde kabul edilmediğini söyledi. Robotların ürettiği eserlerin fikri haklarının olabilmesi ve patent alabilmesi için robotların hukuk sistemi tarafından bir kişi olarak tanınması gerektiğini dile getiren Şıracı, bugün halen robotların nasıl tanımlanacağıyla ilgili uzlaşmaya varılamadığını söyledi. Yapay zekânın hukukçuları da ciddi şekilde etkileyeceğini ve gelecekte hukuk sisteminde tamamen yapay zekânın egemen olabileceğini belirten Şıracı “Yapay zekânın adalet anlayışı bizi tatmin edecek mi? Bu soru işareti” dedi.
Etkinlikte Dr. Serdar Gökpınar “Türkiye’nin Yapay Zekâ Stratejisi Ne Olmalı?” başlıklı bir konuşma yaptı. Seksen milyon stratejistin olduğu bir ülkede ulusal bir strateji belirlemenin zorluğuna dikkat çeken Gökpınar, “Yapay zekâyla birlikte verimlilik patlaması yaşayacağız. Nüfusumuzun büyüklüğü, nüfus sayısı, yaşın yüksekliği gibi şeyler dezavantaj olmaktan çıkacak” dedi. Bilgi dağılım dengesinin dünyada bozulduğuna dikkat çeken Gökpınar, “Hani gelir dağılımından bahsederiz ya, bilgi dağılımı da bozuluyor milyonların çok az şey bildiği çok az kişinin çok şey bildiği yere doğru gidiyoruz. Bu yapay zekâ marifetiyle artacak. Peki, biz ne yapacağız? Stratejik olarak ‘bir şey yapmayacağız’ da bir tercihtir ama ben bunu yapmam” dedi. Türkiye’nin yapay zekâyla ilgili öncelikle Türkçeyi yapay zekâ dili haline getirmek için çalışması gerektiğini, yapay zekâ konusunda daha fazla bilimsel çalışma yapılmasını, donanım ile hukuki ve etik tartışmalara ihtiyacı olduğunu söyledi.
Etkinlik ikinci gününde uygulamalı atölye çalışmaları ile son buldu.
*Metin ve fotoğraflar Görünüm Gazetesi‘ne aittir. NETlab olarak Görünüm Gazetesi’ne teşekkür ederiz.